Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı Dalyan mahallesi etrafı kaya mezarlarıyla çevirili 3 bin yıllık tarihe sahip olan Kaunos, ticari faaliyetlerin olduğu önemli bir liman kentiydi.
Tarihin babası Heredot’a göre; Karya Kralı Miletos’un ikiz çocuklarından erkek olanın adı Kaunos, kız olanın ise Byblis‘tir. İki kardeşten Byblis, büyüdüğünde erkek kardeşi Kaunos’a aşık olur. Kaunos’tan karşılık bulamayan Byblis’ın babası durumu öğrenince Kaunos’u ülkeden kovar ve Kaunos, sevdiği insanlarla birlikte bugünkü Kaunos Antik Kentini kurar. Byblis ise bu kedere dayanamaz, ağlamaktan bitap düşer. Dalyan’ın tatlı sudan oluşan labirent gibi kanallarının Byblis’in göz yaşlarından oluştuğu söylenir.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi Efes ve Miletos gibi önemli bir liman kenti olan Kaunos, iztuzu gibi plajların olmadığı dönemlerde gemiler, kentin bitişindeki Sülüklü Göle yaklaşır ve buradan ticari faaliyetler yapılırdı. Gerçekleşen büyük bir depremle Dalaman Çayı’nın çekilmesi ve bu yerlerin kumla dolması sonucu limanının kumla dolmasından sonra ticari faaliyetler durmuştur. Şuan da Kaunos Antik kenti denizden 8 kilometre uzaklaşmıştır.
Kaunos’un en ilgi çekici yapılardan biri de kaya Kral mezarlarıdır. Dik bir dağa üzerine yapılan bu Kral Mezarları M.Ö. 4. Yüzyılda yapılmış ve daha sonraları Roma dönemlerinde bu tarz kaya mezarları kullanılmıştır. Bu tarz mezarları hemen hemen tüm antik kentlerde görmeniz mümkündür.
Sülüklü Gölün bitiminden yaklaşık 150 metre yüksekliğe kurulan Akropol alanı ve kenti çevreleyen sur duvarları görülmeye değer yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Akropolisten başlayıp Küçük Kale’ye doğru uzanan muhteşem duvarlar muhtemelen arkaik devrindendir. Sur kapıların sağlam olarak durduğu bu kısımlarda mazgal delikleri ve siperlikler hala görülmektedir.
Kaunos tiyatrosu Anadolu’nun sağlam kalmış tiyatrolarından biridir. Akropolün batı yamacına inşa edilmiş olan tiyatronun oturma sıralarının büyük bir kısmı tabii kayaya, diğer kısımları ise beşik tonozlar üzerine oturmaktadır. 9 dilime ayrılmış ve 33 oturma sırasına sahip olan tiyatro, 5000 kişiliktir. Plan bakımından Grek tiyatrolarına benzemekte tonozlu alt yapısından dolayı Roma devrinde yapılmış olması kuvvetle muhtemel.
Tiyatronun batı yönündeki yapı kalıntılarından biri Bazilika tipli Kilisedir. Diğerleri Tapınağa ve Hamamlara aittir. Bu yapının aşağısında tamamlanmayan üç basamaklı podyum tarzında bir yapı vardır. Burada tapınağın kalıntıları görülüyor.
Kulenin bulunduğu tepeye çıktığınızda olağanüstü bir manzarayla karşılaşacaksınız. Bir yanınızda, deltası, kanalları, kumsalı ve şehriyle tüm Dalyan, ileride Köyceğiz gölü ve Köyceğiz, daha ötelerde Sandras dağları, batınızda sarp yamaçların denizle buluştuğu koylar, biraz ileride Sarıgerme sahili ve Babaada…
Dalyan turuna katılıp gezebileceğiniz gibi kendi arabanız yada motorunuzla Dalyan’ı arabalı feribotla geçip Kaunos Antik Kentini ve daha fazlasını görmeniz mümkün. Burada deniz kenarı yok. Ancak Dalyan hem deniz hem göl keyfini yaşayabileceğiniz, tarih ve doğal hayata hayran kalacağınız, şifalı sularında yıkana bileceğiniz eşsiz bir yerdir. Vakit kaybetmeden gelip ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.