Salamis antik kentinde yerleşimin M.Ö. 11.yy’a kadar dayandığı bilinmektedir. M.Ö 1075 yılında bir deprem geçirdiği düşünülen kent, sonrasında Enkomi kentinden gelen yerleşimciler tarafından iskan edilir ve M.Ö 8.yy’da önemli bir ticaret merkezi olur. Akdeniz’in merkezinde stratejik konumunun getirdiği ticari avantajları en iyi şekilde kullanan kent, M.Ö. 5.yy’da kendi adına ilk sikkeyi basar. Bu da antik dünya içerisinde kent gücünün en önemli göstergelerinden bir tanesi olur. Aynı dönem içerisinde Pers kontrolüne giren kent bir süreliğine gücünü kısa süreliğine kaybetse de, Büyük İskender’in ada kontrolünü (Kıbrıs) ele geçirmesiyle tekrar eski gücüne kavuşur.
M.Ö 323 yılında Büyük İskender’in ölümü ile birlikte Ptolemaios Hanedanının kontrolü giren Salamis, M.Ö.1.yy’da Kıbrıs’ın Roma İmparatorluğu himayesine girmesiyle birlikte önemli bir Roma Kenti olmuştur. M.S.332-342 yılları arasında iki deprem yaşayan kent çok ciddi şekilde yıpranmıştır. Roma İmparatoru II.Constantius M.S.337-361 yıllarında kentin tekrardan ayağa kaldırılması için kent sakinlerini 4 yıl boyunca vergiden muaf tutmuştur.
İmparator II.Constantius ile hızlı bir şekilde Hristiyanlık şehrine dönüşen Salamis, benliğindeki kültürel kimliğiyle birlikte Constantia ismini almıştır. M.S.4.yy’da kent limanının işlevini kaybetmesiyle birlikte Salamis önemini gün be gün yitirmeye mahkum olmuştur.
Bir çok Arap işgaline maruz kalan Salamis, M.S.7.yy’a kadar varlığını sürdürmüştür.
Kentten geriye kalan en önemli kısım ise Hamam-Gymnasium Kompleksine ait kalıntılardır. Tipik bir Roma Kenti görüntüsü veren kent diğer Roma kentlerinde olduğu gibi bu 2 kompleksi bir arada görmek Salamis’te de mümkündür.