Aydın’ın Karpuzlu ilçesinde yer alan bir Karia kentidir Alinda. Geçmişi Hitit’lere kadar dayandığı düşünülen kent dönem dönem tarih sahnesinde adından çok söz ettirmemiş olsa bile önemli bir kent olduğu düşünülmektedir. Kent gösterişli yapılarıyla ziyaretçilerini gerçekten büyülemektedir. Kent geçmişinin İ.Ö. 14.yy’a kadar gittiği düşünülmekle beraber Hitit İmparatoru II.Mursilis döneminde Hititlere bağlı bir kent konumundaymış. Hitit döneminde kent isminin İalanti olduğu ulaşılan veriler ışığında bilinmektedir.
Biz kenti gezmeye Agora’nın olduğu bölümden başladık. Kısa bir yürüyüş mesafesiyle devasa büyüklükte olan agoraya ulaştık. Agora’dan yukarı kısıma ilerlemek bakıldığında zor gibi görünse bile antik dönemde kullanılan fakat şuan izleri pek belli olmayan dolambaçlı patika ile tiyatroya tırmanmak hiçte zor değil. O yüzden ziyaretçiler hiç çekinmemeliler. (:
Alinda dendiğinde tarihte Kraliçe Ada’nın ismini duyuyoruz. Peki bu hikaye nereden geliyor kısaca özetleyelim. Dönemin Karia yönetimi bildiğiniz üzere Halikarnassos kentindeydi. Kral Mausolos’un ölümüyle yönetim eşi Artemisia’ya kalıyor. Artemisia öldükten sonra ise tahta Kraliçe Ada geçmesi gerekirken Piksodaros yönetimi ele geçiriyor ve Ada’yı Alinda kentine sürgün ediyor ve Kraliçe Ada’nın Alinda macerası da tam olarak burada başlıyor.
Kraliçe Ada’nın bir sonraki dönüm noktası ise Anadolu kentlerine bir bir diz çöktüren Büyük İskender’in gelişiyle oluyor. İskender kenti kuşatıyor fakat başarısız oluyor. Tam bu noktada Kraliçe Ada kent kapılarını bir şekilde İskender’e açıyor ve Helen ordusuna kenti armağan etmiş oluyor. Tabi karşılığında Ada varisi olduğu bu toprakların(Karia) yönetimini talep ediyor Büyük İskender’den ve kabul de görüyor. Rivayetlere göre Ada’nın İskender’i oğlu gibi ve İskender’in ise onu manevi annesi olarak gördüğü söylenir.
Alinda ile ilgili söyleyeceklerimiz şimdilik bu kadar. Umarım posttan keyif alır ve en kısa zamanda ziyaret etmediyseniz eğer bu müthiş kenti ziyaret edersiniz.